CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, TBMM Genel Kurulu’nda, “AKP, 3 tane ‘Y’ ile geldi. ‘Yolsuzlukları bitireceğiz.’ Yolsuzluklar paçalarınızdan akıyor. ‘Yasakları bitireceğiz, partileri kapatmayacağız.’ Yasaklar artık her tarafa yayıldı. Vatandaş, Twitter yüzünden konutundan gözaltına alınıyor. ‘Yoksulluğu bitireceğiz.’ Siz yoksulluğa pik yaptırdınız. Yoksulluğu bitiremediğiniz üzere bir ‘Y’ daha getirdiniz, 3Y’nin üzerine ‘yozlaşma’yı getirdiniz. 3 tane ‘Y’ ile geldiniz, 4 tane ‘Y’ yaptınız” dedi.
CHP’nin yasama ve yürütme üyelerinin misyonlarıyla bağdaşmayan kabahatler karşısında adil ve tarafsız mahkemeler önünde hesap vermelerini sağlamak maksadıyla daha evvel verdiği araştırma önergesinin TBMM Genel Kurulu’nda bugün görüşülmesi önerisi, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önergenin münasebetini açıklayan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, şunları söyledi:
“Bin 700 tane evrakın içerisinden 2 tane milletvekilinin evrakı çıkartılıyorsa bu da bir yolsuzluk çeşididir”
“Sabahtan akşama kadar genel lideriniz ve MHP olmak üzere, ‘HDP milletvekilleri, HDP kümesi teröristtir, kapatılmalıdır’; sabahtan akşama 30 tane televizyonda bu söyleniyor. Mademki HDP milletvekilleri, HDP terörist partiyse hepimiz burada Nimetullah Bey’den kelam alarak konuşuyoruz. HDP milletvekili, kendisiyle de gurur duyuyoruz. Namuslu, dürüst, bayrağına, vatanına, dinine bağlı bir insan. Madem teröristler burada, neden kelam istiyorsunuz? O kelam vermezse biz burada konuşamıyoruz. Parlamento üyelerinin namuslu ve dürüst hareket etmesi lazım. Mademki bunlar teröristler, niçin kelam alıyorsunuz? Kelam vermeden size, siz neden konuşamıyorsunuz? Parlamento üyeleri, milletvekilleri namuslu ve dürüst bir halde hareket etmek zorunda. Bu biçimde konuşulması, bir algı idaresine gidilmesi, bir yolsuzluktur. Bin 700 tane evrakın içerisinden 2 tane milletvekilinin belgesi çıkartılıyorsa bu da bir yolsuzluk çeşididir.
“Bu keyfilik, tıpkı vakitte bir yolsuzluk çeşididir”
Zehra Taşkesenlioğlu’nun eşi ve ağabeyiyle ilgili kamuoyuna yansıyan bilgilerden ötürü o belge Meclis’e gelmeyecek, iki tane milletvekilinin belgesini buraya getireceksiniz. Fezlekeler gelince, Meclis’e geliş sırasına nazaran gelir. Geliş sırasına nazaran getirilmeyen fezlekeler, Meclis kanun yapma tekniğine, tüzüğe, Anayasa’ya tersliktir. Bu, bir keyfiliktir. Bu keyfilik, birebir vakitte bir yolsuzluk çeşididir. Dört tane bakan vardı, Cumhurbaşkanı ‘Kardeşim istifa edin’ dedi. O devir namuslu, dürüst bir şekilde Çevre Şehircilik Bakanı vardı, orada dedi ki ‘Yapılan her işi Cumhurbaşkanı muvafakati ile yaptım’ dedi.
“Meclis, hatalıların barındığı bir yer olamaz; dolandırıcısı var, üç kağıtçısı var, hırsızı var, insan öldüreni var”
Şu anda AK Parti sıralarında oturan Erzincan milletvekili, burada kamuoyunda paylaşılan rüşvet mukavelesi var. 5 milyon dolar rüşvet mukavelesi var kamuoyunda. Burada Sayın Süleyman Kahraman’a ödenmesi için bir mukavele var kamuoyunda. Bu Meclis, hatalıların barındığı bir yer olamaz. Bu Meclis; pak, namuslu, suça bulaşmamış pak insanların yeri olmalı. Dolandırıcısı var, üç kağıtçısı var, hırsızı var, insan öldüreni var. Olamaz, olmamalıdır.
“3Y’nin üzerine ‘yozlaşma’yı getirdiniz; 3 tane ‘Y’ ile geldiniz, 4 tane ‘Y’ yaptınız”
AKP, 3 tane ‘Y’ ile geldi. ‘Yolsuzlukları bitireceğiz.’ Yolsuzluklar paçalarınızdan akıyor. ‘Yasakları bitireceğiz, partileri kapatmayacağız.’ Yasaklar artık her tarafa yayıldı. Vatandaş, Twitter yüzünden konutundan gözaltına alınıyor. ‘Yoksulluğu bitireceğiz.’ Siz yoksulluğa pik yaptırdınız. Yoksulluğu bitiremediğiniz üzere bir ‘Y’ daha getirdiniz. 3 Y’nin üzerine ‘yozlaşma’yı getirdiniz. 3 tane ‘Y’ ile geldiniz, 4 tane ‘Y’ yaptınız.
AK Parti demek, pahalılık demektir. AK Parti demek; enflasyon, işsizlik demektir. AK Parti demek, israf demektir. AK Parti demek; yasaklar, yoksulluk, yozlaşma demektir. AK Parti demek, adaletsizlik demektir. AK Parti demek, çürümüş sistem demektir, çürümüşlük demektir. AK Parti, artık tek partili bir sisteme geçiş yapan bir partidir. AK Parti, artık miadını doldurmuş, meşruiyetini kaybeden bir partidir. Kanunu, Anayasa’yı hiçe sayıyor. Bin 700 tane evrakın içinden keyfi olarak 2 tane milletvekilinin belgesi geliyorsa bu kanunsuzdur.”
“Türkkan kardeşimi, Sayın Başarır’ı da sizin siyasi hesaplarınıza asla harcatmayız”
CHP’nin küme önerisi üzerine söz alan İyi Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral ise şöyle konuştu:
“Terörle ortasına ara koyamamış, teröristlerle uzunluk boy poz veren milletvekillerine haklı olarak jet süratiyle fezleke görüşmesi açan Cumhur İttifakı, mevzu kendilerine dokununca maalesef üç maymunu oynamaktadırlar. Üstüne bir de görüşülmek için bekleyen bin 760 evrak varken Lütfü Türkkan ve Ali Yetenekli Başarır’ın evraklarını bir seçim yatırımı için gündeme almışlardır. Adalet, adaletsizlikle sağlanamaz. Sayın Türkkan kardeşimi, Sayın Başarır’ı da sizin siyasi hesaplarınıza asla harcatmayız.
Sedat Peker günlerce Youtube’dan çeşitli argümanlarda bulundu, yer yerinden oynadı. Fakat ne hikmetse bu argümanlarının tamamına yakını hakkında bir Cumhuriyet savcısı dahi elini kıpırdatamadı. Birebir durum, çeşitli vesilelerle ismi geçen milletvekilleri hakkında da oldu. ’10 bin dolar alan milletvekili var’ diye bir tez ortaya atıldı. İçişleri Bakanı bu iddiayı dillendirdi lakin argümanın muhatabı da iktidar partisi de maalesef açıkça kulağının gerisine yattı.”
“Eş liderlerimiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına karşın hâlâ cezaevinde”
HDP kümesi ismine ise Ağrı Milletvekili Abdullah Koç kelam aldı. Koç, şunları söyledi:
“Mesele Kürt milletvekilleri veya Halkların Demokratik Partisi milletvekilleri olunca şu anda cezaevlerindeki eş genel liderlerimiz başta olmak üzere Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Leyla Güven’in dokunulmazlıkları, sadece siyasal çalışmaları nedeniyle kaldırıldı. Eş liderlerimiz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına karşın hâlâ cezaevinde.
Bu Meclis, yalnızca bir fotoğraftan ötürü bir arkadaşımızın evvel dokunulmazlığını kaldırdı ve gerisinden da milletvekilliğini düşürdü. Bu Meclis, bunu yaparken birebir vakitte paçasından kir akan, bütünüyle yolsuzluğa karışan ve bütün pisliklere karışan kendi içlerindeki milletvekillerinin dokunulmazlıklarına ait hiçbir biçimde harekete geçmedi.” (ANKA)