Hamas’ın Ulusal İlişkiler Ofisi Başkanı Hüsam Bedran, İsrail ile Gazze’de ateşkes sağlanması ve esir takasına ait müzakere görüşmeleri ile ilgili, “Netanyahu’nun kaideleri, müzakere görüşmelerini sonuçlandırmayı değil, Gazze’de işgalin devam etmesi manasına geliyor.” dedi.
Hüsam Bedran, Katar’ın başşehri Doha’da bulunan Hamas Siyasi Ofisi’nde müzakere süreci ve gündemdeki gelişmelere dair AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Bedran, İsrail’in müzakerelerdeki tavrının muahedeye varmayı amaçlamadığını belirterek, “Bildiğiniz üzere aylardır direk olarak değil arabulucular aracılığı ile ateşkes müzakerelerini yürütüyoruz. Netanyahu liderliğindeki işgalci İsrail, rastgele bir muahedeye varmak istemiyor. Bu durumu müzakerelere arabuluculuk eden ve süreci takip eden herkes gördü ve anladı.” tabirlerini kullandı.
ABD Başkanı Joe Biden’ın 2 Temmuz’da açıkladığı ateşkes teklifinin üzerine Netanyahu’nun öteki seçenekler ve talepler ortaya koyduğuna işaret eden Bedran, “Geçtiğimiz iki hafta boyunca gerçekleşen son müzakere görüşmelerinde de, bizim ve arabulucuların üzerinde konuştuğu birtakım teklifler üzerine, Netanyahu asla kabul edemeyeceğimiz diğer seçenekler ve talepler ortaya koydu. Bu talepler öncesinde hiç konuşulmayan ve üzerinde anlaşamayacağımız talepler oldu. Sonrasında da bize ‘Siz mutabakata yanaşmıyorsunuz.’ denildi.” değerlendirmesinde bulundu.
NETANYAHU SAVAŞI DURDURMAK İSTEMİYOR
İsrail Siyasi ve Güvenlik Kabinesi’nin yakın vakitte Philadelphi Koridoru’ndan askerlerin çekilmemesi istikametindeki kararının müzakerelerde üzerinde tartışılan tüm tekliflerle büsbütün aykırı düştüğünü tabir eden Bedran, “Netanyahu’nun kaideleri, müzakere görüşmelerini sonuçlandırmayı değil, Gazze’de işgalin devam etmesi manasına geliyor.” diye konuştu.
Müzakerelerle ilgili kararlılıklarını sürdüreceklerini lisana getiren Bedran, “Biz duruşumuzu müzakerelere temaslı olarak asla değiştirmiyoruz ve değiştirmeyeceğiz. Bunu tüm taraflara ilan ediyoruz.” dedi.
Filistin halkının haklarını savunmak için hareket ettiklerini kaydeden Bedran, “Biz hudutları bitişik olan iki devlet değiliz, bizler Filistinliler olarak işgal altında yaşayan bir halkız. Halkımızın direnişi Gazze’de ve işgal altındaki Batı Şeria’da devam ediyor ve durmayacak. Biz direniş meydanında kalmaya devam edeceğiz, bir öbür yandan da müzakereler yürüterek birebir maksada ulaşmaya çalışıyoruz. Biz halkımızın ne istediğini biliyoruz, gücümüz ve imkanlarımızla halkımızın özgürlüğü için çabalıyoruz.” sözlerini kullandı.
Müzakere görüşmelerinde uyuşmazlığa sebep olan asıl hususun esir takası değil, Philadelphi Koridoru sıkıntısı olduğunu lisana getiren Bedran, “Esirlerin takası bizim için de önemli ve hassas bir bahis. İşgalciler esir değişiminin muahedeye varılmasının önündeki en büyük pürüz olduğu palavrasını söyledi. Fakat bu bir palavra ve kandırmacadan ibarettir. Elbette bizler de binlerce esirimizi kurtarmak istiyoruz lakin üzerinde muahedeye varamadığımız asıl mevzu koridor problemi (Philadelphi Koridoru) oldu.” halinde konuştu.
– “Aksa Tufanı, Filistin davasını dünyanın gündemine tekrar taşıdı”
7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonunun Filistinliler için kendilerini savunmanın bir adımı olduğunu belirten Bedran, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Aksa Tufanı, Filistinlilerin kendilerini savunmasının bir adımıdır. Bu direniş Filistin davasını dünyanın gündemine tekrar taşıdı. Zira işgalci İsrail, Filistin’in özgürlüğünü tasfiye etmek ve unutturmak istiyordu. 7 Ekim’den bu yana işgalci İsrail ordusu akınlarını sivil, bayan, çocuk ve yaşlı ayrımı yapmadan hala sürdürüyor. Okullar, hastaneler ve sivil yerleşim alanlarının hepsi hala yıkım altında. Tüm dünya uygunca bilmeli ve idrak etmeli ki burada uzun yıllardır işgal altında yaşıyoruz ve katlediliyoruz. Şayet dünya burada akan kanı durdurmak istiyorsa İsrail hücumlarını durdurmak için uğraş etmeli ve Filistinlilerin özgürlüklerinin tanınması için elinden geleni yapmalıdır.”
Filistin davasına yönelik dayanışma ve dayanağın artması gerektiğine dikkati çeken Bedran, “Tüm dünyaya seslenmeden evvel İslam dünyasına seslenmek istiyorum. Filistin davası kutsal bir davadır. Mescid-i Aksa davası tüm Müslümanların ortak davasıdır. Tüm zorluklar karşısında İslam âleminin yöneticilerinin ve halklarının Filistin davasına yönelik dayanışma ve takviyelerini arttırmasını bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
“TÜRKİYE’NİN DAYANAĞINI HER VAKİT HİSSEDİYORUZ”
Türkiye’nin her vakit Filistinlilerin yanında olduğunu kaydeden Bedran, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Gazze’de yaşananlar daha evvel eşi gibisi olmayacak kadar makus. Başta Amerika olmak üzere birtakım Avrupa devletleri İsrail’i güçlü bir formda destekliyor. Biz bu manada Türkiye’nin bize gösterdiği dayanağın ve çabanın farkındayız ve takdir ediyoruz. Türkiye’nin siyasi duruşu ve dayanağını her vakit hissediyoruz. Lakin bu hassas devirde halkımızı destekleme konusunda Türkiye’deki kardeşlerimizden, Arap ve İslam ülkelerinden daha fazla siyasi efor sarf etmelerini istiyoruz.”
ABD Başkanı Joe Biden’ın 2 Temmuz’da açıkladığı ateşkes teklifine bağlı olduklarını lisana getiren Hamas Hareketi, Mısır’ın başşehri Kahire’de kendilerine sunulan yeni teklifi, İsrail işgalini kalıcı hale getireceği ve Philadelphi Koridoru’nda İsrail askeri varlığının devam edeceği gerekçesiyle reddetmişti.
Herhangi bir muahedenin kalıcı ateşkesi ve İsrail’in Gazze Şeridi’nden büsbütün çekilmesini içermesi gerektiğini vurgulayan Hamas, Kahire’de kendilerine sunulan teklifin bunları içermediğini açıklamıştı.
Netanyahu, muhtemel bir esir takası ve ateşkes mutabakatı için Gazze Şeridi’nin kuzeyi ile güneyini ayıran Netzarim Koridoru ve Mısır-Gazze sonundaki Philadelphi Koridoru’nun yanı sıra Refah Hudut Kapısı’ndaki işgalin devam etmesi üzere kurallar getirmişti.
İsrail Güvenlik Kabinesinin İsrail askerlerinin Philadelphi Koridoru’nda kalmaya devam etmesini onayladığı bildirilmişti.
İsrail’in Gazze’ye taarruzlarında 10 ayı aşkın müddette çoğunluğu bayan ve çocuk can kaybının 40 bini aştığı insanlık felaketi gün geçtikçe derinleşiyor.